KURAN DİNLE

selam

selam

HOŞ GELDİNİZ DEĞERLİ DOSTLARIM CANLARIM

HAKYOL İSLAM Kodu: KODLAR

26 Nisan 2010 Pazartesi

güler





































GÖNLÜME TAŞIN




  1. GÖNLÜME TAŞIN



    GÖNLÜME TAŞIN

    Aşk denilen yara göz ile kaşın
    Yaşamak istersen gönlüme taşın
    Bir kıvılcım gibi nazlı bakışın
    Kül etmek istersen gönlüme taşın

    Yar canım demişsin çok güzel sözün
    Hiç Görmesin sevdan kış ile güzün
    Bir sevda türküsü O güzel yüzün
    Dinlemek istersen gönlüme taşın

    Gönülde açarken yenice gülüm
    Andelib olmuştur delice gönlüm
    Şiire dökülmüş Aşk ile sözüm
    Okumak istersen gönlüme taşın

    Yürektir yazdıran değil akçemiz
    Aşktan anlamayan bilmez lehçemiz
    Misk-i amber gibi gönül bahçemiz
    Koklamak istersen gönlüme taşın

    Alemden aleme geçit var burda
    Gönülden gönüle geçiş var burda
    Gülden bülbülere sohbet var burda
    Katılmak istersen gönlüme taşın


anneciğim

Anneciğim, kimi zaman umutsuzca seni ararımIssız çölde serap misali hayalini yaşarımGözlerimde canlanır gülen gözlerinKulaklarımda çınlıyor sımsıcak sesinAlışmak zor sensizliğe Anne nerdesin, nerdesin anne. Anneciğim, giriyorsun kimi zaman düşlerimeYüzün solgun, tedirginsin, sakın beni düşünmeEktiğin tohumlar bir bir yeşerdi anneÖğütlerin fidan oldu boy verdi anneMekânın cennet olsun rahat uyu anneRahat uyu anne, rahat uyu







YA RESULULLAH (S.A.V)SENİ CANIMIZDAN ÇOK SEVİYORUZ
YA RESULULLAH (S.A.V)SENİ CANIMIZDAN ÇOK SEVİYORUZ


Birazcikda olsa birazcik da olsa sana benzemeye geldik Habibim...

Dostluk kapisinda heryeri Gü'l kokusuyla bezemeye ...
Gözlerimizi dogruya cevirmeye, senin yolundan gitmeye geldik...
Bir amac, bir gaye düsündük hep....

Titreyen Kalp, Kan damlatan Yürek, Seven Gönül....
Seni sevdigimiz icin Rasulum....Senin gibi olmaya geldik....
Yolda yürürken ayaklarimiza batan dikenleri gönlümüzün en ic dilekleriyle kabul ettik...

Allah yolunda, Allah yolunda bizimde ayagimiza bir tas degdi diye
sevindik...
Seni anmayi istedik, seni görmeyi, seni gülkokunu heryerlere
salmayi ...

Duyulmadik diyarlara uzattik dost elimizi....

Yigit üstü yigitligini.....
Cömert üstü cömertligini...
Dostluk üstü dostlugunu...

Bizlere olan düskünlügünü.....

Bizlere olan özlemin kadar bizimde seni özleyisimizi....

Adin anilinca gozlerden dokulen mercanlari silmeyipde orda kalmasini...
ALLAH deyince sararan yuzleri, titreyen kalpleri....

Bir elimizdende sen tut istedik YA RASULALLAH....
Basimizi bir annenin cocuguna sefkati gibi oksa istedik....
Seni görmeye dayanacak gözlerimiz yok....Utaniyoruz belki mahcubuz...
Gözlerimizde bir haya senden kalan bir haya bu....
Yüreklerimizde bir yanik gü'l kokusu senden kalan Gü'l bu....
Gözlerimizde bir kamasma, ALLAH azze ve cellenin cemalini
gormeden olan bir kamasma bu ...
Ve bir Sizi.... Bir inleyis... Bir vuslat arzusu....
Seni ariyoruz......
Senin kokunun estigi ruzgarla.....
Hep sana salat hep sana selam ediyoruz....
Gü'lyürekli kardeslerimle....
Guzel islamin guzel insanlariyla....
Adim adim ilerlerken burnumuza ulasan kokunun hic dinmemesini istiyoruz....
neden biliyormusun habibim....
neden biliyormusun can rasulum....
neden biliyormusun sultanlar sultani can ahmedim....
Gül Muhammedim...Canimin canani..Kainatin gülü..Rahmet saganagim...
Cünkü.....
SENIN ADINI DUYUNCA YUREGIMIZDE HEP BIRSEYLER KOPUYOR SANKI..
BIRSEYIMIZ EKSIKDE ONUNLA BULUSMAYI BEKLEYEN MECNUN GIBI....
DAGLARDAN ONCE YUREKLERIMIZI KAZMAYLA DELIP GECEN FERHATIZ SANKI....
Cünkü CAN AHMEDIM SENI SEVIYORUZ....
SENI EN SAMIMI EN PAK VE EN GUZEL YUREKLERIMIZLE SEVIYORUZ...
GOZYASLARIMIZIN EN TEMIZIYLE SEVIYORUZ...
KALBIMIZIN EN MASUM EN DOLU EN GUL KOKULUSUYLA SEVIYORUZ....
SENI SEVIYORUZ YA RASULALLAH...
SENI SEVIYORUZ YA RASULALLAH...
SENI SEVIYORUZ YA RASULALLAH...
SENI SEVIYORUZ YA RASULALLAH...


dosluk
Dostluk nedir biliyor muyuz?
--------------------------------------------------------------------------------




Dostluk
Dostluk, müsbet veya menfî vasıflardaki müştereklikten kaynaklanır.
***
İki din kardeşi, birbirini yıkayan iki el gibidir. Tıpkı Muhâcir ve Ensar gibi…
***
Dostluk, iki gönül arasındaki cereyan hattıdır. Bu cereyanla, yâni muhabbet neticesinde sevilenin her hâli, sevgisi nisbetinde sevene sirâyet eder.
***
Bir kimsenin sevdiğiyle beraber olması demek; onunla sözde, özde ve davranışta aynı duyuş, düşünüş, hissediş ve yaşayış hâlinde olması, yâni “sevdiğini” gösterecek aynîlikler ve beraberliklerin mevcut bulunması demektir.
***
Allâh için gerçek dostluk, bedenleri ayrı olan iki varlığın bir kalbde yaşamasıdır.
***
Tenlerin ayrılığı, canlara ayrılık getirmez. Aksine gönülleri birbirine daha da yakınlaştırır, bir bütün eyler.
***
İlâhî ünsiyetin yolu muhabbettir. Sevilenleri taklittir.
***
Sevenler, sevdiklerini dâimâ gönüllerinde taşırlar ve aslâ hatırlarından çıkarmazlar.
***
Kul, ancak mâsivâ engellerini aştığı takdirde muhabbet ve dostluğun gerçek hazzını yaşayabilir.
***
Kalblerdeki muhabbet, bütün mahlûkâtı kuşatıcı mâhiyette olursa, sahibini kâmil bir mü’min, diğer bir tâbirle hakîkî bir âşık, yâni Hak Dostu eyler.
***
Tabiatta gizlenen dost yüzünü göremeyen gönüller âmâdır. Tabiatla konuşamayan insanın rûhu dilsizdir.
***
Hakk’ın dostluğuna nâil olanlar, dostluğun güler yüzünü yalnız insanda değil, dünyâya hayat hâlinde serpiştirilmiş bütün nebâtatta ve hayvânatta bile müşâhede ederler.
Hakk’a muhabbetle dolu bir mü’min yüreğinin, Rabbin bütün mahlûkâtını şefkat ve merhametle kucaklaması îcâb eder.
***
Dostluğun merkezine Allâh ve Rasûlü’nü yerleştirenler, bütün mahlûkât ile dost olurlar.
***
Dostluğun kaynağına ulaşan Mevlânâ ve Yûnus gibi Hak dostları, insanların da dostları olarak herkes tarafından, hattâ kurdu ve kuşuyla bütün bir kâinat tarafından sevilen, nur yüzlü, mütebessim birer cennet gülleridir.
***
Tabiattaki kudret akışları ve ilâhî muhabbet tecellîleri, fânîleri Büyük Dost’a, yâni Cenâb-ı Hakk’a ulaştıran ulvî birer basamaktır. Bu basamakları aşanlar, gerçek dostluğun lezzetini tadarlar.
***
Kalbin mâsivâdan, -yâni Hak’tan uzaklaştırıcı her şeyden- muhâfaza edilmesi ve dâimâ hayır telkinlerine muhâtap kılınması için, rûhâniyetlerinden feyiz alınabilecek gönül ehli sâlih ve sâdıklarla ünsiyet zarûrîdir.
***
Muhabbeti lâyıkına, husûmeti de müstahakkına tevcih edebilmek, sahibini âbâd ederken, aksine, muhabbeti nâ-lâyıkına, husûmeti ise gayr-i müstahakkına tevcih, bunu yapanı, bu tevcihlerdeki şiddet nisbetinde bedbaht kılar.
***
Sevenler, sevdiklerinden geleni hoş karşılamak mecbûriyetindedirler. Gönlü aşk ile dolu olan kul, Rabbinden gelen her şeyi sevgisi nisbetinde gönülden kucaklar.
***
Allâh yolu, gönülleri harâb etmekten değil, ihyâ ve âbâd etmekten geçer.
***
Bakış ve görüşlerin seviye kazanması, kâinat sayfalarındaki esrar ve hikmeti gerçek mânâsıyla telâkkî edebilmek, ancak gönül âleminde derinleşerek gerçek dostluğu yaşayabilmeye muvaffak olabilen ilâhî aşk ve vecd kahramanlarının işidir

gül
gül





Gönül bahçende bir gülde ben olayım
Ya da gül bahçene bülbül Dost...
Kabul et gireyim yeter
Gül bahçene bahçıvan olayım
Kabul etki solmuş yüreğim
Gönül bahçende açayım
Dost...
Sana dost diyorum izin ver dostun kalayım
Sevgi dilencisiyim,
Çaldım kapını
Bir avuç sevgi dilenmeye geldim
Bir bakışında yetecek yüreğime
Bir nazar et,...
Sevgisizlikten solmuş gönlüme…
Ne olur aç bana kapılarını
Dost...
Bir boynu bükük çiçek sığındı bahçene
En soluk köşede durmaya razı,
Güneş görmesin
Sen nazar et yalnız
Kimse bilmesin
Biliyorum sevgin çok
Her solmuş çiçeğe yetecek
Kapını çalanı sevgi dileneni
Geri döndürmeyecek...


Gül-i Zar